Duyu Bütünleme Temelli Terapi Modeli ve Otizm

Duyu Bütünleme Temelli Terapi Modeli ve Otizm
Duyu bütünleme temelli terapiler acaba otizm spektrumunu pozitif yönde etkiliyor mu?
Terapi devamında ve sonrasında çocuğumun günlük yaşamdaki zorluklarında değişim olacak mı? Bu zorluklar ile baş edebilmeyi ve şekillendirmeyi öğrenebilecek miyiz? İzole bir aile olmaktan sosyal ve etkileşim halinde yaşayan bir aile olabilecek miyiz?
Aklımıza takılan ya da takılabilecek bu sorular üzerine size bir çalışmadan bahsedeceğim.
Otizmli çocukların günlük yaşamdaki fonksiyonelliklerini iyileştirdiğini ebeveyn raporları ile destekleyen titizlikle yapılmış bir çalışma.
Genel olarak baktığımızda; otizmin semptomları genellikle dokular, sesler, kokular, tatlar, parlaklık ve hareket gibi duyusal bilgileri işlemede zorluk içerir. Bu zorluklar, sıradan durumları dahi zor, bunaltıcı, yorucu hissettirebilir. Bu nedenle, günlük işlevlere olumsuz yönde etki edebilir hatta bireyleri ve ailelerini izole edebilir.
Duyu bütünleme eğitimi alan terapistler tarafından uygulanan duyusal entegrasyon (duyu bütüneme) terapisinin oyun aktivitelerini kullanım amacı; beynin dokunmaya, sese, görmeye ve harekete vereceği tepkileri değiştirmek ve nasıl tepki vereceğini düzenlemek için tasarlanmış bir şekilde kullanır.
Araştırmacılar çalışmalarında, değerlendirmelerinin güvenilirliğini artırmak için iki ölçütü birleştirdiler. Her terapistin müdahaleyi ilkelerine sadık bir şekilde sunmasını sağlamak için yakın zamanda geliştirilen Duyusal Bütünleme Doğruluk Ölçüsünü kullandılar. Ayrıca , her çocuk için ebeveyn tarafından belirlenen hedeflere karşı faydaları objektif olarak ölçmek için kanıtlanmış bir ‘hedefe ulaşma ölçeği’ kullandılar.
Örneğin, sese aşırı duyarlılık nedeniyle gece uyanan bir çocuğun ebeveyni, sıradan seslere toleransı iyileştirme ve gece boyunca uyumayı hedefleyebilir. Yiyeceklere dokunmaktan nefret eden bir çocuk için amaç, dokunma duyarlılığını çocuğun rahatça yemek yiyebileceği noktaya getirmek olabilir. Her biri Otizm için uyarlaması kolay ve çeşitlendirilebilinir hedefler.
Araştırmacılar, 4 ila 8 yaşları arasındaki otizmli 32 çocuğu rastgele iki gruptan birine atadı. 10 haftadan fazla bir süre boyunca, kontrol grubu otizm spektrum bozukluğu için standart konuşma, davranışsal ve diğer terapilerle “olağan bakım” aldı. Deney grubu aynı “olağan bakımı” ve haftada üç saat duyusal bütünleştirme terapisini aldı.Kimin hangi grupta olduğunu bilmeyen değerlendiriciler, hedefler belirlemek ve ilerlemeyi değerlendirmek için müdahaleden önce ve sonra ebeveynlerle buluştu.Çalışmanın sonunda analiz, duyusal bütünleme grubundaki çocukların hedeflerine ulaşmada önemli ölçüde daha yüksek puan aldığını göstermiştir. Buna ek olarak, standart testler, duyu bütünleme terapisi alan çocukların öz bakım ve sosyal durumlarda ebeveynlerinden daha az yardıma ihtiyaç duyduklarını göstermiştir.
Baş araştırmacı Roseann Schaaf, ” Çalışmanın mantığı şu; duyuların beyin tarafından nasıl işlendiğini değiştirerek, otizmli çocukların aldıkları bilgileri daha iyi anlamalarına ve günlük görevlere daha iyi katılmak için kullanmalarına yardımcı oluyoruz” diyor. Olumlu sonuçlar almasının yanında çocukları takibe devam ediyor.
Kısaca sevgili ebeveynler; Duyu bütünleme temelli terapi hedefe yönelik, oyun içerikli, küçük adımlarla şekillendirilmiş ve kanıtlanmış, otizm spektrumunda çocukların hayatını kolaylaştıracak bir modeldir. En önemlisi ise; sonuçları ebeveynler tarafından desteklenmiştir. Çocuğunuz için uygun olan günlük yaşam hedeflerini belirlemek siz ve terapistinize düşüyor. Sonrasında duyu bütünleme temelli terapi ile çocuğunuzun hayatındaki olumlu değişimleri gözlemlemek size ve ailenize keyif verecektir.
Pediatrik Fizyoterapist Fulden Başaran